4 Ekim 2018 Perşembe

Konkordato talebi ve mahkemeye sunulacak belgeler

Borca batık halde olmanın işaretleri, senelik ve ara devre finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde kontrol raporlarından, erken tespit komitesinin raporlarından, idare organının belirlemelerinden meydana çıkabilir. 
Şirketin borca batık halde varolduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa (Şirketlerin sermaye kayıbı ya da borca batık olma durumlarının tespitinde, bağımsız kontrol kapsamında olan şirketlerde, bu kapsamda, Türkiye Muhasebe Standartları'na göre hazırlanmış mali tablolar, bağımsız kontrol kapsamında olmayan şirketlerde ise, Vergi Kanunları ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği düzenlemelerine göre hazırlanmış mali tablolar temel alınır), idare organı, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Yönetin organı, çıkarılan ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi ve sermayenin tamamlanması ya da sermayenin artırılması tedbirlerini almaması halinde, şirketin iflası amacıyla şirket merkezinin varolduğu yer asliye ticaret mahkemesine başvurur. 
Konkordato isteği ve mahkemeye sunulacak belgeler:  Türk Ticaret Kanunu'nun 377. maddesinde “Konkordato” başlığı altında yer alan düzenlemede; idare kurulu ya da rastgele bir alacaklının, 376. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gerçekleştireceği iflâs talebiyle beraber ya da bu kapsamda uygulanan iflâs yargılaması esnasında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 285. ve devamı maddeleri uyarınca konkordato da talep edebilecekleri hüküm altına alınmıştır. 
15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile “iflasın ertelenmesi”ne dair hükümler yürürlükten kaldırılmış, bunun yerine, mali hali bozulmuş borçluların darboğazdan çıkarak iyileşmelerine imkân sağlayacak “konkordato” hükümlerinde mühim farklılıklar yapılmıştır.  İcra ve İflas Kanunu'ndaki yeni düzenlemelere göre; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen ya da vadesinde ödeyememe tehlikesi altında tespit edilen rastgele bir borçlu, vade verilmek ya da tenzilat yapılmak amacıyla borçlarını ödeyebilmek ya da muhtemel bir iflâstan kurtulmak amacıyla konkordato talep edebilir. 

Keza, iflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu ile ilgili konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.  Konkordato talebi, iflâsa tabi olan borçlu amacıyla borçlunun muamele merkezinin varolduğu mahaldeki, merkezleri vatan dışında tespit edilen ticari işletmeler amacıyla Türkiye'deki şubenin, aniden ziyade şubenin bulunması durumunda merkez şubenin varolduğu yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu amacıyla ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesine yapılır. 
Borçlu, konkordato talebine alttaki belgeleri ekler
  a) Konkordato ön projesi (bu projede; borçlunun borçlarını hangi oranda ya da vadede ödeyeceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması amacıyla borçlunun sahip olunan mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam yapabilmesi ve alacaklılara ödemelerini edebilmesi amacıyla lüzumlu malî kaynağın sermaye artırımı ya da kredi temini yolu ile ya da diğer bir teknik kullanılarak sağlanacağı gösterilir),
 b) Borçlunun malvarlığının halini gösterir belgeler (borçlu defter tutmaya mecbur şahıslardan ise Türk Ticaret Kanunu'na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda yapılan defterlere dair e-defter berat bilgileri, borçlunun malî halini açıklayıcı başka bilgi ve belgeler, parasal ve parasal olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini sahibi olan listeler, bütün alacak ve borçları vadeleri ile beraber gösteren liste ve belgeler.)
 c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların ayrıcalık halini gösteren liste.
  d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen oran ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı ilişkilendirilmesi olarak gösteren tablo.
  e) Sermaye Piyasası Kurulu ya da Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız kontrol kuruluşu doğrulusunda hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan önerinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. (Ancak bu koşul Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28. maddesi kapsamındaki ufak işletmeler-KOBİ'ler bakımından uygulanmaz.) Bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihi, müracaat tarihinden en çok kırk beş gün evvel olabilir.  Geçici ve net mühlet  Konkordato isteği üstüne mahkeme, yukarıda belirti edilen belgelerin kusursuz olarak sahip olunan olduğunu belirleme ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve borçlunun malvarlığının muhafazası amacıyla lüzumlu gördüğü tüm tedbirleri alır. Mahkeme, geçici mühlet kararıyla beraber konkordatonun başarıya ulaşmasının olası olup olmadığının yakından incelenmesi hedefiyle bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı adedi ve alacak miktarı öneme alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir.  Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık vakit dolmadan borçlunun ya da geçici komi-serin gerçekleştireceği talep üstüne geçici mühleti en çok iki ay daha uzatabilir, fakat geçici mühletin toplam zamanı beş ayı geçemez. Geçici mühlet, net mühletin neticelerini doğurur.  Mahkemece geçici mühlet kararı, Ticaret Sicili Gazetesi'nde ve Basın İlan Kurumu'nun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliği'ne, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'ne, mahallî ticaret odalarına, endüstri odalarına, taşınır değer borsalarına, Sermaye Piyasası Kurulu'na ve başka lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda bunun dışında alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük net vakit içersinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle beraber ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.  Alacaklılar, komiser doğrulusunda yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içersinde alacaklarını bildirmeye çağrı olunur. Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, gerçekleştireceği yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya çağrı eder.
 Konkordato projesi; 
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını ya da
 b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,  aşan bir çoğunluk doğrulusunda imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.  Komiser gerekçeli raporunu ve hazırladığı dosyayı mahkemeye tevdi eder ve mahkeme, konkordato ile ilgili karar vermek üzere yargılamaya başlar. Konkordatonun kabulü ya da reddi konusu ile ilgili nihai merci mahkemedir. Konkordatonun tasdik edilebilmesi amacıyla konkordatoda öneri edilen tutar, borçlunun iflası durumunda alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan çok olmalı, öneri edilen tutar borçlunun kaynaklarıyla orantılı olmalı, borçlu birtakım alacaklıların alacaklarını emniyet altına alabilmek amacıyla teminat göstermelidir.  Mahkeme, net mühlet ile ilgili kararını geçici mühlet içersinde verir. Kesin mühlet ile ilgili bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya çağrı eder. Konkordatonun başarıya ulaşmasının olası olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir senelik “kesin mühlet” verilir. Konkordatonun tasdiki kararı, konkordato talebinden evvel ve mühlet içinde komiserin onayı olmaksızın doğan bütün alacaklar bakımından bağlayıcı duruma ileriki ve borçlunun projede sunmuş olduğu ödeme planı bu alacaklılara da uygulanacaktır.  Kesin mühletin alacaklılar bakımından neticeleri  - Mühlet içersinde (geçici mühlet de dahil) borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre uygulanan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve önce başlamış takipler durur, ihtiyatî önlem ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. (206. maddenin birinci esnasında yazılı imtiyazlı alacaklar amacıyla haciz yolu ile takip yapılabilir.)  - Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde net mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.  - Takas bu kanunun 200 ve 201. maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi temel alınır. (Anılan hükümlere göre; alacaklı alacağını konkordato isteyen borçlunun kendinde olan alacağı ile takas edebilir. Ancak, takasa mevzu alacak ya da borç geçici mühletin ilan tarihinden sonra doğmuş olursa ya da alacaklının alacağı hamile muharrer bir yılda bağlı ise takas yapılamaz.)  - Hacizli mallar ile ilgili niteliğine makul düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.  - Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.  - Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.  Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından neticeleri  Mühlet esnasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılabilir ya da başlamış olan takiplere devam edilebilir fakat bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.  Kesin mühletin sözleşmeler bakımından neticeleri  Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun doğrultu bulunduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı amacıyla ehemmiyet arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih nedeni sayılacağına ya da borcu muaccel hâle getireceğine dair hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması halinde uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez. Borçlu, yönü bulunduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engel olan daimi borç ilişki-lerini, komiserin makul fikiri ve mahkemenin onayıyla rastgele bir vakitte sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine dair özel hükümler saklıdır.  Kesin mühletin borçlu bakımından neticeleri  Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken ya da mühlet içersinde mahkeme, birtakım işlemlerin geçerli olarak fakat komiserin izni ile yapılmasına ya da borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin sürekli tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde uygulanan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler ile ilgili karar vermeden evvel komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alabilmek zorundadır.  Borçlu bu hükme ya da komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir ya da konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına karar verebilir.  Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

18 Şubat 2014 Salı

Daha önce memuriyeti olanların yurt dışı borçlanması

Daha önce memuriyeti olanların yurt dışı borçlanması
Yurtdışına gitmeden önce Türkiye'de son defa devlet memuru statüsünde çalıştım. Yurtdışında geçen sürelerimi borçlanmak istiyorum. Ödeyeceğim borç miktarı nasıl belirlenecek?
Türkiye'de son defa devlet memuru statüsünde çalışması bulunanların 08/05/2008 tarihinden önce veya sonra yurtdışında geçen süreleri bulanların borçlanma miktarlarının hesabında, 2008 yılı Ekim ayı başından önce veya sonra ilk defa devlet memuriyetine başlayanlar yönünden farklılık göstermektedir.
Buna göre, devlet memurluğuna;
- 2008 yılı Ekim ayı başından önce başlaması nedeniyle 5434 sayılı Kanuna tabi iştirakçi olanların borçlanma tutarı ilgililerin Türkiye'den ayrılmadan önce Sandığa tabi hizmetlerinden en son bıraktıkları derece ve kademelerine yurtdışında geçirdikleri ve borçlanmak istedikleri sürenin her üç yılına bir derece ve her yılına bir kademe verilmek ve öğrenim durumları itibariyle 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesindeki yükselebilecekleri dereceleri geçmemek üzere tespit edilecek derece, kademe ve ek göstergeleri ile emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait tüm unsurların toplamının başvuru tarihinde yürürlükte olan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarlar esas alınarak, yine o tarihteki kesenek ve karşılık oranlarına göre,

- 2008 yılı Ekim ayı başından sonra başlaması nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı olanların borçlanma miktarı, başvuru tarihinde geçerli olan günlük prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla ilgili tarafından seçilen kazancın yüzde 32'sinin borçlanılmak istenen gün sayısı ile çarpımı sonunda,hesaplanır.

Mavi Kartlılar Kütüğünde Kimlik Numarası

Mavi Kartlılar Kütüğüne kaydolanların en çok merak ettiği konulardan biri kimlik numaralarının değişip değişmeyeceğidir.

Mavi kartlılar kütüğüne kaydolunca kimlik numarası değişir mi? sorusunun yanıtını bu yazımızda okuyabilirsiniz.

Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kayıtları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası değiştirilmeksizin Mavi Kartlılar Kütüğüne taşınmaktadır.

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesinde belirtilen Mavi Kartlılar Kütüğünde kayıtlı kişinin Türk vatandaşı olmayan alt soyları, başvurmaları halinde Mavi Kartlılar Kütüğüne kaydedilir ve bu kişilere yabancılar kimlik numarası verilir.

12 Kasım 2013 Salı

Asgari Geçim İndirimi

Bireyin ve ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümü, asgari geçim indirimi (AGİ) olarak gelirin toplamından düşülür ve vergi dışı bırakılır.

Asgari geçim indiriminden yararlananlar, net ücret sözleşmesi ile çalışanlar dahil, ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişilerdir.

16 yaşından büyükler için 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren, asgari brüt ücret 978,60 TL olarak belirlenmiştir. Buna bağlı olarak çalışanların 2013 yılında Asgari Geçim İndirimi (AGİ) alacakları, aile ve çocuk durumuna göre değişen miktarlarda aşağıdaki gibidir.

Bekarlar için uygulanan asgari geçim indirimi: 73,40 TL
Evli, çalışmayan eş durumunda: 88,07
Evli, çalışmayan eş ve 1 çocuklu için AGİ tutarı: 99,08
Evli, çalışmayan eş ve 2 çocuk: 110,09
Evli, çalışmayan eş ve 3 çocuk: 117,43 TL
Evli, çalışmayan eş ve 4 çocuklu ailede asgari geçim indirimi: 124,77 TL
Evli, ücretli eş durumunda: 73,40 TL
Evli, ücretli eş ve 1 çocuk sahibi olanlarda AGİ: 84,40 TL
Evli, ücretli eş ve 2 çocuk için asgari geçim indirimi: 95,41 TL
Evli, ücretli eş ve 3 çocuk varsa AGİ: 102,75 TL
Evli, ücretli eş ve 4 çocuklu aile için AGİ: 110,09 TL

8 Mart 2013 Cuma

Malülen Emeklilik İşlemleri


Avrupa’da yaşayıp da malulen emekli olan Türkler, Türkiye’den de nasıl emekli olabilir, şartları nelerdir, aylık hangi koşullarda bağlanır. İşte Avrupa’da yaşayan malulen emekli Türklerin, Türkiye’de de emekli olabilmenin yolu malülen emeklilik
Fransa, Hollanda, İsviçre, Danimarka dışındaki ülkelerde çalışan Avrupalı Türklerin ülkemizde çalışması varsa ve bulunduğu ülkede malulen emekli olmuşlarsa maluliyet sigortası uygulaması iki taraf ülkeyi de bağladığından mutlaka durumunuzla ilgili gelen raporlar incelenip aşağıda belirtilen koşullar mevcut ise sizlere aylık bağlanır. Dolayısıyla hem ikamet ettiğiniz ülkeden hem de ülkemizden maaş alma hakkına sahip olursunuz.  İşte bu yazımızda maluliyet sigortasından hak kazanma koşullarını gündeminize taşımak istedik.
Yurtdışında veya ülkemiz sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenen raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, SSK 4-(a) ve Bağ-Kur 4-(b) kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60′ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malul sayılmaktadır.

Yurtdışı Borçlanması ile Emeklilik


Yaz geldi ve gurbetçilerimiz en azından tatil için ülkelerine dönmeye başladılar. Bu arada gelenler yurtdışı borçlanması ile emeklilik iş ve işlemlerini de merak ediyorlar ve tatilde de borçlanma-emeklilik işlemi yaptırıyorlar…
İster işçi olun, ister memur olun isterseniz de esnaf veyahutta ev hanımı farketmez yurtdışında geçen sürelerinizi 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun gereğince borçlanabilirsiniz.
KADINLAR ÇALIŞMASALAR DA BORÇLANABİLİRLER
Erkekler sadece yurtdışında geçen çalışma süreleri ile çalışma sürelerinin aralarındaki birer yıllık boş geçen işsizlik sürelerini borçlanabilirler. Hangi ülke olursa olsun fark etmez, kadınlarımız ise yurtdışında ikamet ederek geçirdikleri süreleri borçlanabilirler ve Türkiye’den borçlanma yoluyla emekli olabilirler. Öte yandan kadınlar isterse çalışma süreleri ile çalışma sürelerinin aralarındaki birer yıllık boş geçen süreleri de borçlanabilirler. Borçlanılacak süreler de yaş konusunda ise 18 yaş kuralı vardır. İster çalışma olsun ister ikamet 18 yaşından sonraki süreler borçlanılır.
TÜRKİYEDE ÇALIŞMASI OLMAYAN BAĞ-KUR’A
Sözde sadece SGK var ama altında eskiden olduğu gibi SSK (4/A), Bağ-Kur (4/B) ve Emekli Sandığı (4/C) ayrımı aynen devam ediyor. Gurbetçilerimizin Türkiye’de hiç sosyal güvenliğe tabi çalışması olmayanların borçlanacağı sürelere 4/B’ye yani Bağ-Kur’a sayılır. Türkiye’de çalışmaları olanlar için ise en son hangisi ise oraya sayılır. Bu sebeple Bağ-Kur’dan kurtulmak isteyenler önce birkaç gün SSK’lı çalışsınlar sonra yurtdışı borçlanması yapsınlar. Öte yandan, SSK çalışmaları mutlaka Türkiye’de bulundukları sürelerde olsun zira pasaport giriş çıkış kayıtlarına göre Türkiye’de olduğu belli olmayanların SSK çalışmaları daha sonra SGK tarafından iptal edilir.
GEÇMİŞTE (1999 ÖNCESİNDE) ÇALIŞMALARI OLANLAR AZ PARAYA ÇOK MAAŞ ALABİLİRLER
SGK yurtdışı borçlanması uygulamasında emekli aylıklarını hesaplarken üç ayrı döneme göre emekli aylığı hesaplamaktadır. Bunlar 31.12.1999 öncesi, 1.1.2000 ile 30.09.2008 arası ve son olarak da 1.10.2008 sonrası dönem. Bunlardan en düşük borçlanma miktarına (10 lira günlük) göre en güzel emekli aylığını 31.12.1999 öncesi dönem verir. Bu sebeple mesela 1970’li yıllarda Türkiye’de SSK’sı olan birisi borçlanma dönemi seçip, 31.12.1999 öncesi yurtdışı ikamet veya çalışma sürelerini seçerse en yüksek emekli aylığını alır. Tarih seçmezse de bu kere SGK ödeme gününden (mesela 2012 temmuz) geriye doğru ödediği gün kadar geriye götürüp borçlanma dönemi bulur.
2008 ÖNCESİ DOLARDAN BORÇLANANLAR ŞANSLI
2008 yılına kadar yurtdışı borçlanmasının günlüğü sabit rakam olan 3,5 dolar idi ve geçmişte bu tür borçlanma yapanlar için ödeme süresi yoktur, diledikleri zaman ödeyebilirler ve şartları tamamlamışlarsa da emekli de olurlar. Sonrasında borçlananlar ise şimdiki rakamlara göre ise en düşük 10 lira en yüksek de 65 lira olmak kaydıyla bu iki rakam arasında diledikleri rakamlardan borçlanabilirler ve ödeme süresi de borcun kendilerine tebliğ gününden itibaren 3 aydır. Üç ay içinde kısmi ödeme de yapabilirsiniz tam ödeme de. İsterseniz de sonra tekrar ödeme için yeni bir borçlanma da yapabilirsiniz.
EMEKLİ AYLIĞINI ÇEKMEDİĞİNİZ SÜRECE PARANIZI GERİ ALABİLİRSİNİZ
Yurtdışı borçlanması yapanlar, bankadan veya PTT’den emekli aylıklarını çekmemek şartıyla diledikleri zaman ödedikleri paralarını da her zaman geri isteyebilirler ve para kendilerine geri ödenir.
EMEKLİLİK İÇİN KESİN DÖNÜŞ ŞART
Yurtdışı borçlanma işlemi ayrı, emeklilik ayrıdır. Borçlanmayı her zaman yapabilirsiniz ama borçlanma ile emekli olabilmek için yurda kesin dönüş şarttır. Kesin dönüş ise eşyalarını kamyona yükle Türkiye’ye gel demek değildir.
  1. Yurtdışında çalışmamak
  2. Yurtdışından işsizlik parası almamak
  3. Yurtdışında ikamete dayalı sosyal yardım almamak,
Yurda kesin dönüş yapmak demektir.
TÜRKİYEDE SGDP İLE ÇALIŞABİLİRLER
Reformun ilk halinde yurtdışı borçlanması yaparak emekli olanların, diğer emekliler gibi hem emekli aylıklarını alıp hem de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri gereğince sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaları yasaktı. Ancak daha sonra yapılan düzenleme ile yurtdışı borçlanması ile emekli olanlarda diğer emekliler gibi SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) ödeyerek Türkiye’de çalışabilir hale geldiler.

Mavi Kart Emeklilik


1)        Mavi yada pembe kartlıyım borçlanarak emekli olabilirmiyim?
2)        Emeklilik için sgk kuruma başvurdugumda emekli olamazsınız yazısı alıyorum buna ragmen emekliligim nasıl saglanır?
3)        Emekli olabilmen için türk vatandaşlıgınamı geçmen gerekir?
Türk vatandaşlığından izinli olarak çıkıp başka bir ülke vatandaşlığına geçenlere Türkiye’deki haklarını kullanmaları için “mavi kart” verilir. SGK bunlara yurtdışı borçlanması ile emeklilik hakkı tanımaz. Ancak dava açarsanız borçlanıp emekli olabilirsiniz.
Mavi yada pembe kart sahibi olup emekilik hakkı isteyen kişiler  müracaat yaptıgı zaman emekli olamazsınız cevabı alırsınız. Lakin yapılması gereken ilk işlem dava ile hakkınızı aramak olsun. Çünki davalar sgk yı dize getiriyor. Dava yolu ile emekliliginiz sağlanıyor.
Türk vatandası olmadıgınız için kurum size emeklilik şansı tanımaz. O yüzden biz davaya gidiyoruz ve hakkımızı arıyoruz.
Avusturya vatandaşıyım. “Mavi kart”ım var. 12.03.1951 doğumluyum. Sigorta başlangıcım 1971’in ocak ayı. Yurtdışına gitmeden önce, Türkiye’de Emekli Sandığı’na bağlı memur olarak 7 yıl 5 ay 15 günlük çalışma sürem vardı. Türkiye’ye döndükten sonra 3.5 yıl, yani 1260 gün (sizin tavsiyeniz üzerine) sigortalı olarak çalıştım. Daha önceki Emekli Sandığı’na bağlı çalıştığım süreleri 3600 güne tamamladım ve Antalya Bölge SGK’ya, 29.11.2010 tarihinde emeklilik başvurusunda bulundum. Antalya SGK’nın bana verdiği cevap yazısında emeklilik talebimin reddedildiği belirtilip aynen şöyle denilmektedir:
‘’İlgili tahsis talebinize istinaden dosyanızın tetkikinde; İçişleri Bakanlığı’nın 2004/08 sayılı kararı gereği 27.12.2004 tarihinde Türk vatandaşlığından çıktığınız tespit edildiği için aylık bağlama talebiniz reddedilmiştir. Bilgi edinilmesini rica ederim.’’ “Türkiye’ye döndüğümde mavi kartlı biri olarak (Avusturya vatandaşı olarak) emekli olabilir miyim?” diye size sorduğumda, ‘’…Yabancı ülke vatandaşı olmanız SSK’dan emekli olmanıza engel değildir ve bahsettiğiniz şekilde SSK’lı bir işe girip en az 1080 gün (3 tam yıl) çalıştıktan sonra SSK’ya isteğe bağlı olarak ödemeye başlayabilirsiniz’’ demiştiniz. Ben isteğe bağlı ödeme yerine eski çalıştığım süreyi ihya ettim. Size sormak istediğim konular: a) Yabancı uyruklu (mavi kart sahibi) ve yaş, sigortalılık süresi dolmuş, 3600 günü tamamlamış birisi olarak bugün emekli olabilir miyim? Yasalar bu duruma olanak vermekte midir, vermiyorsa hangi yasa veya genelge uyarıncadır? b) İş mahkemesine başvurmalı mıyım? Vedat Savaş En baştan hemen belirteyim; anlattığınız duruma göre Antalya SGK İl Müdürlüğü hatalı işlem yapmış. SSK ve Bağ-Kur’dan emeklilikte Türk vatandaşlığı şartı yoktur. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu gereğince yabancıların emekli olmak hakkı yoktu, şimdi 5510 Sayılı Kanun’la o da değişti. Bu sebeple, Antalya SGK İl Müdürlüğü’nün ret kararını iş mahkemesinde dava ederseniz kazanır, başvuru tarihinden itibaren emekli edilir ve birikmişlerinizi de alırsınız. İsterseniz açacağınız davanız konusunda da size yardımcı olurum. Zira sizin emekliliğinize engel ne yasa var ne de genelge.
YARGITAY’IN VERDİĞİ KARARLAR DA VAR Yargıtay 10’uncu Hukuk Dairesi’nin bu konuda çok sayıda kararı var ama ders gibi olanı 2008/18641 Esas ve 2009/13146 Sayılı 14.07.2009 günlü kararıdır. Kararın 4’üncü sayfasındaki hükümde şöyle deniliyor: “…Davacının, Türk vatandaşlığını haiz olmadığı 26.08.1999 tarihinden sonraki dönemleri borçlanamayacağına ilişkin mahkemenin kabulü yerinde ise de; Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığını haiz olmayan davacının, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunduğu gözetilerek, anılan süreye ilişkin borçlanma isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.” SGK’nın cevabı tam olarak doğru değil Sosyal Güvenlik Kurumu, mavi kartlıla yurtdışında çalıştıkları süreleri borçlanmak istediklerinde kabul etmiyor. 3201 Sayılı Kanun’u dayanak gösterip “Sadece Türk vatandaşı olarak geçmiş çalışma sürelerini, Türk vatandaşı iken başvurursanız kabul ederim” diyor. Ancak bu cevap yarım yanlıştır. Evet, yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçmiş süreleri borçlandırması yasal ama borçlanma başvurusu yapıldığında Türk vatandaşı olmanız gerekmez, mavi kartlı olmanız yeterlidir.
destekten yoksun kalma tazminatı
ATLAS EMEKLİLİK OLARAK GURBETCİĞMİZİN HERZAMAN ARKASINDAYIZ. BÜTÜN SORULARINIZIN CEVABI İÇİN ANKARA BÜRO: 0312 433 61 00 FAX: 0312 433 61 01 ADEM KABLAMACI (sosyal güvenlik uzmanı) 0532 158 84 93